DİĞER
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Kendileriyle yapılan görüşmeler, tanıklıklar aracılığıyla 'elit', 'seçkinci' olarak adlandırılan Cumhuriyet’in ilk kuşak eğitimli kadınlarını diğer kadınlarla ortak kılan özellikleri görüyoruz. Aslında onların da diğerleri gibi cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını, erkekler üzerinden tanımlandıklarını, erkekler dünyasında var olma mücadelesi verdiklerini...”
"Öykülerdeki kişilerin çoğu, hayli tanıdık gelebilecek bir dünyadan sesleniyor, hikâyelerini oradan anlatıyor görünseler de, bu tanıdık dünya içerisinde farklı olmayı, böyle algılanıp dışlanmayı göze almış kişiler. Bu 'dışlama/dışlanma' meselesinde kimin etkin, kimin edilgin olduğu o kadar da belirgin değil çoğu zaman."
“Dünya yüzünde şu anda yaşayan müzisyenlerin acaba kaçı erkek, kaçı kadındır? Bunu Türkiye için de sorabiliriz. Kadın bestecilerin ve kadın enstrüman çalıcılarının ne kadarını tanıyor, biliyor ve eserlerini takip edebiliyoruz?"
K24’ün Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Ayşe Buğra’ya ayrılmış bu özel vitrininde, 2021 PEN Duygu Asena ödülüne layık görülen Buğra’nın yazdığı, derlediği ve katkıda bulunduğu belli başlı eserler yer alıyor.
"Chick Corea ne kadar yenilikçi şeyler de yapsa bu yaptıklarının içinden müziğinin bir kısmında aynı zamanda Latin bir kültüre ait olduğunu, ya da o kültürden bir şeyleri yeni yaptığı müziğe taşıdığını hissedebiliyorsunuz. Müziğinde iki taraftan değişik yaşantılar ve üsluplar mı desek, incelikler, coşkular, kıymetler mi desek, hepsi birleşiyor, füzyona uğruyor."
“Bizler… çizilmiş sınırlarla, örülmüş duvarlarla ayrılanlar. Bizler… bilinmeyen bir dilde konuşabilenler, ana dilinde konuşamayanlar. Bizler… ismi doğunca değil, ölünce konulanlar. Bizler… 'şöyle böyle' olanlar, 'şöyle böyle' sevenler. Bizler… ibadetiyle değeri belirlenenler. Bizler… doğduğu yeri kader edinenler, teninin rengiyle yeri bildirilenler. Bizler… bedenleri nedeniyle yaşamı kısıtlananlar. Bizler, hiçbirimizin varlığı, bir diğerine gölge düşürmesin diye bir aradayız."
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
"Bilindiğinin tersine feminizm kendi içinde bütünlüklü bir kavram değildir. Kimi zaman ayrışan kimi zaman kesişen, ama çoğunlukla birbirlerini besleyen, dönüştüren farklı feminist gelenekleri vardır. Cümbüş cemaat feminizm! Ama işin güzelliği biraz da burada. Neyse ki hepimize uygun bir feminizm geleneği var."
Birinci yaşını dolduran 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'ndan Nayat Karaköse, Neslihan Koyuncu ve Hrant Dink Vakfı Danışma Kurulu üyesi, akademisyen Ayşe Gül Altınay ile söyleştik...
"Tek, herkese ortak bir hikâye artık mümkün değildir. Toprak’ın romanları hep birkaç kuşakla ilgilidir. Dede ninelerin, ana babaların, çocuklarla torunların zamansallıkları farklıdır, aynı zaman dilimi içinde farklı dünyaları yaşarlar."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.